You’re far away from your country where I am
day by day my poems
begin to resemble letters lost in the post:
You’ve fallen asleep on your long, banana-coloured couch,
your bun is undone, your glasses are about to fall from your fingers,
four of five apples in your plate have been eaten,
a book has a hair brush between pages to mark where you were,
a baltic blue blanket over your knees,
maybe you are dreaming a scene from a play with old voices:
You’re in our apartment, your mother
hasn’t gone mad yet, my brother hasn’t been conscripted
Zeki Müren sings “You’re far away now” on the radio
in a minute they will cut off the song and announce
that military forces are taking control
for the safety and security of the country,
in a minute you will say “I have to go away”
“I can’t come, because the Turkish...”
You have seen this play a thousand times,
but as you are about to wake up
for the first time you will notice a telegram
on the gramophone:
../don’t wake up../wind../
will drop a dry leaf../on your chest
/like news from me./
You’re far away from your country which is in a chaos
I’m alive for now
in love, in doubt and immune to being parted.
Ülkenden uzaktasın, ülkendeyim
giderek, postada kaybolan mektuplara
benziyor şiirlerim:
Uyuyakalmışsın uzun, muz sarısı koltuğunda
topuzun dağılmış, gözlüğün düşüyor elinden yere
yenmiş tabağında beş elmadan dördü
arasına tarak sıkıştırılmış bir kitap
dizlerinin üstünde prusya mavisi bir örtü
düşünde eski seslerin piyesinden
bir sahne görüyorsun belki
bizdesin, annen çıldırmamış daha,
kardeşimi askere almamışlar
“Şimdi Uzaklardasın” ı söylüyor
Zeki Müren radyoda
birazdan şarkıyı kesip silahlı kuvvetlerin
ülkenin selameti için
yönetime el koyduğunu söyleyecekler
birazdan “gitmem gerek” diyeceksin
“ben gelemem, çünkü Türkçe…”
Binlerce kez izledin bu oyunu
sırılsıklam ter içinde uyanmak üzereyken ama,
ilk defa, buruşturulmuş bir
telgraf ilişecek gözüne
gramafon dolabında :
../’uyanma sakın../’rüzgâr../’
benden haber gibi../’göğsüne kuru
/'bir yaprak düşürecek../’
Ülkenden uzaktasın, ülken çok karışık
şimdilik hayattayım
maşuk, kuşkulu, ayrılığa bağışık